Diğer Yazılarımız

Hazreti Muhammed’in Hayatı

Hazreti Muhammed’in hayatı her Müslümanın mutlaka okuması ve bilmesi gereken konuların başında gelmelidir. Çünkü sadece Müslümanlara değil aynı zamanda insanlığa da son peygamber olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vessellem), yaşamış olduğu tertemiz ve güzel bir hayat ile insanlara örnek olmuştur. Hayatı özellikle doğumundan ölümüne kadar dikkatli bir şekilde okunmalı ve her Müslüman da iman ettiği peygamberinin hayatını kendi hayatına örnek olarak almalıdır.

Bu yazımızda ise sizlere peygamberimizin doğumundan çocukluk ve gençlik yıllarına, evlilik hayatından, peygamberliğini nasıl ilan ettiğine dair çok sayıda farklı konudan bahsedeceğiz. Sevgili peygamberimizin örnek hayatı özellikle günümüz toplumunda yaşayan Müslümanlara örnek olmalıdır. Çünkü peygamberimizin başta ahlakı olmak üzere çok sayıda özelliği başta bir Müslümanın, sonra da her insanın kendi hayatına tatbik edeceği güzel örnekler ile doludur. Efendimizin güzel ve örnek olan hayatını hangi Müslüman kendisine örnek alır ve hayatına tatbik aşamasında uygularsa, her iki dünyada da mutluluğa erişir.

Hazreti Muhammed’in Doğumu

Doğumu ile dünyayı şereflendiren sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi vessellem), aynı zamanda Kuran’ı Kerim’in kendisine nazil olduğu son peygamberdir. Hatemül Enbiya (Son peygamber) Hazreti Muhammed Mustafa (sallalahu aleyhi vessellem) dünyaya mübarek gözlerini 571 yılında Arap Yarımadasının Mekke şehrinde aştı. Annesinin ismi Amine, babası ise Abdullah’dır. Doğum tarihi ise bazı İslam kaynaklarında ise 570 olarak geçmektedir.

Günümüzde ise doğum tarihi efendimizin 571 olarak kabul edilir. Peygamberimizin künyesi ise Ebul Kasım olarak geçer. Çünkü sevgili peygamberimizin ilk çocuğunun ismi Kasımdır. Peygamberimiz Kureyş Kabilesine bağlıdır. Haşimoğullarından olan peygamberimizin dedesinin ismi Abdülmüttalibtir. Kendisinin de ifade ettiği üzere soyu ise Hazreti İbrahim’den gelir. Kendisinin dünyaya gelmesi ile beraber çok sayıda mucizeler olmuştur. Rahmet peygamberi olarak yüce Allah’ın Müslümanlar başta olmak üzere insanlığa yolladığı peygamberimizin doğumu gibi çocukluk ve gençlik yılları da Mekke şehrinde geçmiştir.

Hazreti Muhammed’in Çocukluğu ve Gençlik Yılları

Kendisine peygamberlik nazil olmadan önce her doğan insan gibi çocukluk ve gençlik yılları yaşayan peygamberimiz, diğer çocuklardan farklı bir çocukluk geçirmiştir. Diğer çocuklar gibi olmayan ve ağırbaşlı olarak akranları ile insan ilişkileri devam eden peygamberimiz, babasını dünyaya gelmeden önce kaybetmiştir. Yetim olarak dünyaya gelen ve altı yaşında ise sevgili annesi Amineyi kaybeden peygamberimize dedesi Abdülmüttalib sahip çıkmıştır. Dedesinin de yaşının ilerlemesi ve efendimize bakacak gücünün olmaması nedeni ile kendisini, dedesinin ölmesi ile amcası Ebu Talip sahiplenmiştir.

Çocukluğunu amcası Ebu Talibin yanında geçirmiştir. Sekiz yaşına kadar dedesinin himayesinde olan ve bu yaştan sonra da çocukluk yıllarını amcası ile geçiren peygamberimiz, yaşının ilerlemesi ile beraber iş hayatına atılmıştır. Gençlik yıllarında para kazanmak için amcası ile beraber çalışmıştır. İş olarak ise çobanlık ile uğraşmıştır. Yaşının biraz daha ilerlemesi ile ticaret hayatına atılmıştır. Bazen ise gençlik yıllarında amcası ile savaşlara katılmış, fakat kendisi savaşmaktan ziyade savaşta atılan okları toplamıştır. Bu savaş ise Kureyş Kabilesi ile Kars Kabileleri arasında gerçekleşmiştir. Gençlik yıllarında ticaret yaparken evleneceği eşi Hazreti Hatice ile tanışmıştır.

Sevgili eşi ise kendisine ticaret yapması için maddi yardım yaparak destek olmuştur. Dürüst bir ticaret anlayışına sahip olduğu için ise kendisine el emin, güvenilir ve itibar edilir anlamında olan bu lakap takılmıştır. Efendimizin yaşı ilerledikçe ticaret hayatı daha fazla olmuştur. Efendimizin yaşadığı toplum putlara taptığı halde kendisi gençliğinde asla hiç bir puta tapmamış ve puta takan kişilerin zihniyetlerinden hep uzak durmuştur. Hazreti Muhammed’in çocukluğu ve gençlik yılları sonrası yaşı 25’e geldiğinde evlilik hayatı başlamıştır.

Hazreti Muhammed’in Evlilikleri ve Çocukları

Hazreti Muhammed’in evlilikleri günümüzde olan evliliklere de çok sayıda örnek teşkil eder. Çünkü kendisinin evliliği mutlu ve huzurlu bir şekilde devam etmiştir. İlk evliliğini ise kendisinden on beş yaş büyük olan Haticetül Kübra ile olmuştur. Hazreti Hatice (radıyallahu anha) annemiz ile yirmibeş yaşında evlenmiştir. Kendisine evliliği ise bizzat Hazreti Hatice yapmıştır. Efendimizin Hazreti Hatice gibi yapmış olduğu evliliklerinden ise çocukları dünyaya gelmiştir.

Hazreti Muhammed’in evlilikleri ve çocukları şu şekildedir.

  • Hazreti Hatice (radıyallahu anha) ilk eşidir ve kendisinden on beş yaş büyüktür. Kendisi dul bir hanım olup, efendimiz ile evlenmeden önce başka bir kişi ile evlenmiş ve üç tane çocuk sahibidir. Efendimizin ilk eşi olan Hazreti Hatice’den altı tane çocuğu olmuştur. Bu çocukların iki tanesi erkek, dört tanesi ise kızdır. Erkek çocuklarının ismi Kasım ve Abdullah’dır. Rukiye, Fatıma, Ümmü Gülsüm ve Zeynep ise kız çocuklarıdır. Erkek çocukları erken yaşta vefat etmiştir. Kız çocukları da genç iken vefat eden peygamberimizin kızı olan Fatıma ise, efendimizden daha sonra vefat etmiştir.
  • Hazreti Hatice annemiz vefat ettikten sonra peygamberimiz ikinci evliliğini Hazreti Sevde ile yapmıştır. Hazreti Sevde ise peygamberimiz ile evlendiği zaman yaşı ellibeş idi. Hazreti Sevde de Hazreti Hatice gibi efendimiz ile evlenmeden önce başka erkek ile evlilik yapmış dul bir hanımefendi idi.
  • Efendimizin üçüncü evliliği ise tek bakire eşi olan Hazreti Ayşe (radıyallahu anha) ile olmuştur. Kendisi ise Hazreti Ebubekir’ih (radıyallahu anh) kızıdır. Efendimizin kendisi ile evliliği Hicretten 3 yıl sonra gerçekleşmiştir.
  • Hazreti Peygamberin dördüncü eşi ise, Zeynep Binti Cahş olmuştur. Peygamberimizin çok evlilik yapmasının ise bazı nedenleri vardır. Bu nedenler arasında ise nefsani arzular hiç bir zaman olmamıştır. Zeynep Binti Cahş ile olan evliliği de evliliğin nedenleri arasındadır. Çünkü efendimiz savaşta ölmüş olan dul kadınları korumak için onlar ile evlilik yapıyordu.
  • Peygamberimizin beşinci defa evlenmesi ise, Hazreti Ömer’in kızı Hazreti Hafsa ile olmuştur. Efendimiz ile evliliği Hafsa annemizin 21 yaşında olmuştur. Efendimiz ile evlenmeden önce eşini Uhud Savaşında şehit vererek kaybetmiştir. Eşi vefat ettikten sonra efendimiz ile evlilik yapmıştır.
  • Ümmü Seleme (radıyallahu anha) annemiz ise efendimizin altıncı evliliği arasında yer alan kadın olmuştur. Gene Uhud Harbinde şehit olarak vefat eden eski eşi Abdullah bin Abdilesed sonrası efendimiz ile evlenmiştir. Bu evlilikte ise kendisinin yaşı 44 idi.
  • Sevgili peygamberimizin diğer bir evliliği ise Reyhane annemiz ile olmuştur. Reyhane binti Zeyd ise efendimiz ile evlenmeden önce esir düşmüş bir kadındı. Sonra Müslüman olan Reyhane annemiz efendimiz ile evlendiğinde de 44 yaşında idi.
  • Hazreti Zeynep binti Huzeyme annemiz de efendimizin eşi olma şerefine nail olmuştur. Peygamberimiz Zeynep binti Huzeyme ile evlendiğinde eşinin yaşı 60 idi.

Sevgili peygamberimizin evlilikleri arasında Hazreti Ayşe gibi hiç evlenmemiş ve diğer hanımları gibi dul düşmüş hanımların dışında da başka evlilikler olmuştur. Esir düşen ve cariye olan hanımlar da efendimizin evlilik hayatı içerisinde yer almıştır. Hazreti Cüveyriye binti Haris ise sevgili peygamberimizin evlilik yaptığı eşidir. Kendisi yirmi yaşında esir düşmüştür.

Efendimiz ise verdiği fidye ile kendisini esirlikten kurtarmış ve kendisine eş yapmıştır. Efendimizin ile evlendiği zaman Cüveyriye annemiz yirmi yaşında idi. Safiyye binti Huyey ise peygamberimizin diğer bir esir düşen eşidir. 18 yaşında iken peygamberimiz ile evlenmiştir. 30 yaşında iken efendimiz ile evlenen diğer kadın ise Hazreti Ümmü Habibe olmuştur. Kendisi Ebu Süfyan’ın kızıdır. Efendimizin evlilikleri arasında Arap olmayan tek kadın ise Hazreti Mariyedir. Mısırlı olan Hazreti Mariye’nin, peygamberimiz ile evlendiğinde yaşı tam olarak bilinmemektedir. Efendimizin İbrahim isminde olan ve ufak yaşta ölen oğlu ise Mısırlı Eşi Mariyeden olmuştur.

Hazreti Muhammed’in Peygamberliğinin İlanı

Peygamber efendimiz gençlik yıllarının sonlarına ve orta yaşlı yılların başlarına geldiği sırada peygamberliğini aldığı vahiy ile 40 yaşında ilan etti. Kendisine ilk vahiy ise Hira Mağarasında geldi. Efendimizin peygamber oluşu ile ilgili kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim içerisinde ayetler bulunur. Bu ayetler ise açık bir şekilde efendimizin peygamber oluşunu gösterir. Efendimizin peygamber olduğu kendisine Cebrail aleyhisselam tarafından vahiy gelerek olmuştur. Efendimize gelen bu ayet ise şudur. ”Örtünün ve bürünen peygamber. Sen ayağa kalk ve daha sonra insanları uyar. Seni yoktan var eden Allah’ın ismini ise yücelt” (Kaynak : Müddessir Suresi Ayet 1/3) Efendimizin peygamberliğini ilan etmesi ise azılı müşrikler tarafından kabul görmedi.

Peygamberimize vahiy öncesi ise çok farklı haller oluyor ve devamlı yalnız başına kalmak istiyordu. Bu yüzden kendisi Hira Mağarasına gidiyor ve burada yalnız başına kalarak inzivaya çekiliyordu. Bir gün inzivaya çekilmişken kendisine insan suretinde Cebrail geldi ve efendimize oku dedi. Efendimiz Cebrail aleyhisselamı ilk gördüğünde korktu. Cebrail ise kendisine korkmamasını ve kendisinin Allah’ın görevli meleği olduğunu söyledi. Efendimize ise oku dedi. Peygamberimiz ise ben okuma yazma bilmem dedi.

Sonra tekrar oku dedi. Efendimiz tekrar ben okuma bilmem dedi. Üçüncü defa Cebrail efendimize, seni yaradan Rabbin’in adı ile oku dedi ve Kuranın ilk olarak inen ayetleri olan Alak Suresinin ayetlerini okudu. Tarihler ise 610 yılının Ramazan Ayı ve Kadir Gecesi günü idi. Efendimize peygamberliği ile ilgili vahiy geldikten sonra peygamberimiz bu olayı anlatmak için evine geldi. Eşi Hatice’ye bu olaylardan bahsetti ve kendisinin peygamber olduğunu söyledi. Hazreti Hatice ise kendisine hiç itiraz etmeden hemen iman etti. Çünkü efendimiz hayatı boyunca yalan söylememiş ve el emin lakabına sahip olan güvenilir kişiydi.

Hazreti Hatice validemiz de efendimizin bu karakterini bildiği için kendisine peygamber olduğu konusunda hemen inandı. Amcasının oğlu ve aynı zamanda çocuk yaşta iman eden Hazreti Ali’de efendimizin peygamber olduğuna iman etti. Peygamberimizin en yakın arkadaşı ve sırdaşı olan Hazreti Ebubekir’de (radıyallahu anh) kendisine peygamberlik hususunda iman etti. Hazreti Ebubekir gibi efendimizin azatlı olan kölesi Zeyd bin Harise de kendisine iman etti. Hazreti Muhammed (salllahu aleyhi vessellem) peygamberliğini ilan ettikten sonra yakın çevresi ile akrabaları başta olmak üzere herkesi İslam’a davet etmeye ve kendisinin peygamber olduğunu söylemeye devam etti.

Efendimizin insanları İslam’a davet etmesi ise şu ayet ile açık şekilde Allah tarafından Kuranda beyan edilmiştir. ”Ey Habibim. Senin şimdi yapman gereken ise, sana emrolunmuş olan İslam’ı açıkça tebliğ etmendir. Allah’a şirk koşanlara ise sakın oyma ve onlara aldırış etme” (Kaynak : Hicr Suresi Ayet/94) Peygamberimize bu ayet Cebrail tarafından geldikten sonra efendimiz Safa Tepesine çıkıp, puta tapan insanları Allah’a inanmaya davet etti. Bu davet insanlar tarafından kabul görmedi. Efendimizin hayatı ise bu süreçten sonra daha zor olmaya başladı. Çünkü peygamberimizin peygamberliğini ilan etmesi müşriklerin işine gelmemişti ve kendisine zulüm etmeye başladılar. Efendimize yapılan bu zulümler sonrası Kuran ayetleri Cebrail tarafından efendimize gelmeye devam etmiştir.

Ne düşünüyorsunuz?
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0

Addy

Teknoloji İle Yakından İlgilenen Gereksizin Teki

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir